ÇOCUĞUNUZU NEŞELENDİRMENİN YEDİ YOLU / Uzm. Psk. M. Bengü ÖZTÜRK
Haziran 15, 2016
Okula yeni başlayacak çocuklarınız için…
Haziran 21, 2016

Psikolojik Danışman

ÇOCUKLARLA NASIL BİR DİSİPLİN ANLAYIŞI ?
Bir çok ebeveyn ev yaşantılarında, çocukları ile ilişkilerinde en büyük problemi disiplin sorunları olarak tanımlıyor ve bu soruna çözüm aramak üzere uzmana başvuruyorlar. Günümüzde anne- babalardan; “kesinlikle beni dinlemiyor”, “ aslında bizi parmağında oynatıyor”, “son zamanlarda iyice tepemize çıktı” gibi cümleleri sıklıkla duymaya başladık. Bir taraftan da disiplin gerekli mi değil mi tartışması, sadece çocuklarla ilişkimizde değil yaşamımızın her alanında kendini gösteriyor. Bu soruya yanıt verebilmek için ise öncelikle disiplinin ne olup ne olmadığını iyi kavramak gerekir.
Disiplin kelime anlamı olarak; “ Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymasını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünüdür.” (TDK) Yani aile açısından ele alındığında, aile içi davranışları düzenleyen bir sistem olarak değerlendirilebilinir. Diğer bir deyişle ailedeki tüm bireylerin huzurlu yaşamasını sağlayacak olan düzendir disiplin. Ve bu açıdan bakıldığında her ailenin “huzurlu yaşamdan” anladığı birbirinden farklı olabileceği için, düzeni yani disiplin kuralları da birbirinden farklı olabilir.
Her Aile Birbirinden Farklı Hayat Değerlerine Sahiptir
Her bireyin hayatında bir kişisel değerler sıralaması vardır (Adalet, aile, arkadaşlık, başarı, dürüstlük vb.). Bu sıralama kişiye özeldir ancak çoğunlukla ebeveynler arasında bu sıralamanın benzerlik gösterdiği bilinir. Dolayısıyla her anne baba da çocuğunu kendi ortak değerleri doğrultusunda yetiştirmeyi ve bu değerleri ona kazandırmayı ister. Bu sebeple ailelerin kızacağı, tepki göstereceği ya da görmezden geleceği şeyler değişkenlik gösterebilir. Yani her evin kuralı birbirinden farklı olabilir.
Bu anlamda mükemmel bir kurallar bütünü yoktur. Sizin ailenizin benimsediği hayat değerleri ne ise; evinizin kuralları da o çerçevede belirlenecektir. Öncelikle bunu bilerek, koyup koymadığınız kurallar ya da yaklaşımınız ile çevre tarafından yargılanacak olma endişesini aza indirmekte fayda vardır.
Ancak elbette ki bu farklılık, çocuk yetiştirirken bazı temel kurallara ihtiyaç olmadığı anlamı taşımamaktadır. Anlatılmak istenen temelde ortak bir çerçeveye her ailede ihtiyaç olduğu fakat detaylarda bazı kuralların, o ailenin dinamiği, değerleri ve önceliklerine göre belirlenebileceğidir.
Disiplinin Temeli; “Çocuk Olma Hakkı”
Bazı aileler çocuklarına kural koyarken; öğretmenlerin, uzmanların, psikologların tüm önerilerini yerine getirdiklerini söyler ancak yine de sürekli sorun yaşadıklarından yakınırlar. Çünkü böyle durumlarda kural koyabilmenin daha önüne geçmiş bir sorun vardır ve öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekir.
Çocuğun, yetişkin ve çocuk arasındaki farkı bilmiyor ve kabul etmiyor oluşu. Günümüzde maalesef bireyselliği desteklenmeye çalışılan birçok çocuğun, aslında farkında olmadan çocukluğu elinden alınmaktadır.
Çocuk olduğu için, çocukça hatalar yapma hakkı, çocuk olduğu için bazı şeyleri bilememe hakkı, çocuk olduğu için anne babasının kararına güvenme hakkı …
Ve elinden alınan bu haklar sebebiyle çocuk; çocuk-yetişkin arasında hiç bir fark göremez olur.
Çocuklarımızı birey yerine koymak ve onlara açıklama yapmak elbette güzeldir ancak bazen “ ben annen olarak bunun senin için daha iyi olduğunu biliyorum ve böyle olmasını istiyorum” demek uzun uzun açıklama yapmaktan, çocuğu ikna etmeye çalışmaktan çok daha anlamlıdır.
Ya da çocuğa size karşı gerçek olmayan zaferler kazandırmak yerine, “şimdilik yapamıyorsun çünkü henüz çocuksun ama sen de benim gibi büyüyüp yetişkin olduğunda bunu yapabildiğini göreceksin” demek özgüvenini kırmaz, tam tersi ayaklarının sağlam bastığı bir yolda ilerlemesini sağlar.

“ Dediğimi Yap, Yaptığımı Yapma” Felsefesi
Ancak yukarıda bahsedilen çocuk - yetişkin arasındaki farkın tanınması konusu bazen ebeveynler tarafından yanlış anlaşılıp, disiplin sadece çocuklara uygulanan bir yaptırım olarak algılanır. Bu algıya göre disiplin sadece çocuğa uygulanır çünkü o “çocuktur”, anne babalara uygulanmasına ise gerek yoktur, çünkü onlar “büyüktür”. Türk aile yapısında “dediğimi yap, yaptığımı yapma” felsefesi çok ağır basar ve sıklıkla da dile getirilir.
Halbuki biliyoruz ki çocuklar tamamen örnek alarak, taklit ederek öğrenirler. Eğer çocuğun yemek yerken Tv izlemesini istemiyorsak bizim de buna uygun davranmamız gerekir. Ya da çocuğun ipad ile çok uzun zaman geçirmesini istemiyorsak, telefonlarda oyunlarda ya da sosyal medyada geçirdiğimiz zamanı azaltarak ona iyi bir örnek olmamız gerekir.
Ancak davranışlarımızla doğrulanırsa sözel uyarılarımız anlam kazanabilir. Yani sözlerimiz ve davranışlarımız arasında tutarlılık esas olmalıdır.
Ebeveynler Arası Tutarlılıktansa; Kişisel Tutarlılık
“Evet” , “Hayır”larımız da tutarlılık taşımalıdır. Anne ve babanın evetlerinin ve hayırlarının birebir tutarlı olması ve birbirini destekler nitelikte olması ideal olandır ancak gerçekçi bakıldığında bu her zaman mümkün olmayabilir. Daha önemli olan ve gerçekleştirilmesi daha kolay olan annenin kendi “hayır”larının arkasında tutarlılıkla dururken; babanın da kendi “hayır”ları arkasında tutarlılıkla durabilmesidir.
Yani hayır denen bir konu, çocuğun ısrarları, ağlamaları ya da öfke nöbetleri sonrasında evet’e dönmemelidir. Atılacak bu geri adımdansa, olasılıkların önceden sezilip, gerekirse baştan evet demek ve onaylamak çok daha anlamlıdır. En azından çocuğa kuralları delmesi için yöntem öğretilmemiş olunur. Aynı zamanda çocukla güç mücadelesine girmekten de kaçınılmış olunacaktır.
Disiplin konusu aslında bir çok açıdan ele alınabilecek ve detaylandırılabilecek derinlikte bir konudur. Ancak temelde çocuklarımıza yönelik disiplin anlayışımızı belirlerken amacımızın onların hayatında yol gösterici olmak olduğunu unutmamakta fayda vardır. Çünkü onlar henüz bilmedikleri bir yolculuktalar ve daha çok başındalar…

KAYNAKLAR:
Haluk Yavuzer (Kasım 1997), Çocuk Eğitimi El Kitabı, Remzi Kitabevi
Jesper Jull (Kasım 2008), Çocuk Yetiştirme Rehberi, Alfa Yayınları
Leyla Navaro (Kasım 2009), Gerçekten Beni Duyabiliyor musun?, Remzi Kitabevi
www.positiveparentingsolutions.com
raisingchildren.net.au