Zehra KAHRAMAN - Uzman Psikolojik Danışman/Çift ve Aile Terapisti
Anne ve bebeğin biyolojik, duygusal ve içgüdüsel bağı anne karnında oluşurken, baba ise anne karnındaki bebeği ile konuşarak, ona sesini duyurarak, eşinin karnına dokunarak baba olma serüvenine başlar. Doğum sonrasında anne bebek bağı çok güçlü olduğu için baba kendini dışarıda kalmış hissedebilir. Daha çok eşinin ve bebeğinin ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu alır. Doğum sonrasındaki bu süreçte baba-bebek bağının kurulması ve baba olan erkeğin bebekle vakit geçirmesi oluşmaya başlayan bu bağ için güçlü temeller oluşturur.
Sosyal ve duygusal açıdan sağlıklı bir çocuk gelişimi için baba sistemin dengesini sağlayan ve koruyan üçüncü kişisidir. Ailede üçgen ilişki özelliği dengeyi korurken, babanın bu konumda kendi varlığını etkin şekilde hissettirmesi çocuk için güvende hissetmenin temelini oluşturur. Sağlıklı üçgenleşmenin olduğu aile sisteminin temelinde öncelikle güçlü bir eş ilişkisi vardır ve çocuk için çatışmanın olmadığı ebeveyn birlikteliği önemlidir. Sağlıklı üçgenleşmedeki anne-baba, anne-bebek, baba-bebek gibi ikili bağlar, diğer aile bireyi için bir tehdit oluşturmaz.
Baba ile çocuk ne kadar çok şey paylaşırsa aralarındaki bağ da o kadar güçlü olur. Bu konuda babaların çocuk gelişimindeki pozisyonlarının önemini bilmeleri ve sürece dahil olmaları önemlidir. Baba olmaya dair beceriler çocukla vakit geçirdikçe, çocuğu tanıdıkça, yaptıkça öğrenilen becerilerdir. Bu öğrenme sürecinin iniş çıkışlarının olması normaldir. Görece anneler bebek bakımında daha becerikli göründüğü için babalar sürecin dışında kalmış hissedebilir. Bu noktada annelere düşen sorumluluktan biri de eşlerine ve bebeklerine güvenmeleri ve onların vakit geçirmelerine alan açmalarıdır.
Geleneksel kültürlerde anne, bakıcı veya büyükannelerin baba ile çocuğun vakit geçirmesine fırsat tanımamaları; baba-bebek bağının kurulması sürecinin aksamasına sebep olmaktadır. Bu noktada annenin, eşinin babalık rolünü desteklemesi, bebek ile zaman geçirmesine fırsat tanıması önemlidir. Doğumundan itibaren baba tarafından ilgi gören, baba varlığını hisseden ve babayla yakın bağlar kuran çocukların çevreleri ile olan ilişkilerinin daha sağlıklı olduğu, zihinsel gelişimlerinin daha iyi olduğu, akademik olarak daha başarılı oldukları bilinmektedir.
Anne çocuk için daha içsel bir kaynakken, baba ise dış dünyanın temsilini oluşturur. Çocuğun nasıl sosyalleşeceği, toplumda nasıl bir birey olacağı ve gruplar içindeki güvenli tutumların temelinde baba ile kurulan güvenli ilişki bağı vardır. Benliği ile dış dünya arasında oluşturacağı sağlıklı ve güvenli sınırların oluşmasında babanın rolü çoktur. Çocuğun okula başladığı, sosyalleşmeye başladığı dönemde daha görünür hale gelen baba çocuk ilişkisinin temelleri, babanın anne karnındaki bebeği ile kurmaya başladığı ilişkiden beslenmektedir.
Çocuklarının gelişimdeki önemli pozisyonlarının farkında olan babalara bazı öneriler:
** Anne karnındaki bebeğinizle konuşun ve eşinizin karnına dokunun. (Anne karnındaki bebeklerin farklı sesleri ayırt ettiği bilinmektedir) Bu şekilde anne karnındaki bebeğinize varlığınızı hissettirin.
**Doğum zamanında koşullar uygun olduğu sürece eşinize destek olun ve yakınında olun.
**Doğum sonrasında bebeğinize bir şey olacak korkusuyla tutmaktan korkmayın.
**Eşinizin ve bebeğin günlük ihtiyaçlarının karşılama sorumluluğunuzun yanı sıra fırsatları değerlendirip, çocuğunuza temas edin ve onunla vakit geçirin.
**Bebeğiniz büyüdükçe onunla konuşun, oyun oynayın, besleyin, şarkı söyleyin.
**Büyüyen çocuğunuza sınırlar koyarken net ve sakin olun. Yargılayıcı olmayın.
Zehra Kahraman
Uzman Psikolojik Danışman
Çift ve Aile Terapisti
Sosyal ve duygusal açıdan sağlıklı bir çocuk gelişimi için baba sistemin dengesini sağlayan ve koruyan üçüncü kişisidir. Ailede üçgen ilişki özelliği dengeyi korurken, babanın bu konumda kendi varlığını etkin şekilde hissettirmesi çocuk için güvende hissetmenin temelini oluşturur. Sağlıklı üçgenleşmenin olduğu aile sisteminin temelinde öncelikle güçlü bir eş ilişkisi vardır ve çocuk için çatışmanın olmadığı ebeveyn birlikteliği önemlidir. Sağlıklı üçgenleşmedeki anne-baba, anne-bebek, baba-bebek gibi ikili bağlar, diğer aile bireyi için bir tehdit oluşturmaz.
Baba ile çocuk ne kadar çok şey paylaşırsa aralarındaki bağ da o kadar güçlü olur. Bu konuda babaların çocuk gelişimindeki pozisyonlarının önemini bilmeleri ve sürece dahil olmaları önemlidir. Baba olmaya dair beceriler çocukla vakit geçirdikçe, çocuğu tanıdıkça, yaptıkça öğrenilen becerilerdir. Bu öğrenme sürecinin iniş çıkışlarının olması normaldir. Görece anneler bebek bakımında daha becerikli göründüğü için babalar sürecin dışında kalmış hissedebilir. Bu noktada annelere düşen sorumluluktan biri de eşlerine ve bebeklerine güvenmeleri ve onların vakit geçirmelerine alan açmalarıdır.
Geleneksel kültürlerde anne, bakıcı veya büyükannelerin baba ile çocuğun vakit geçirmesine fırsat tanımamaları; baba-bebek bağının kurulması sürecinin aksamasına sebep olmaktadır. Bu noktada annenin, eşinin babalık rolünü desteklemesi, bebek ile zaman geçirmesine fırsat tanıması önemlidir. Doğumundan itibaren baba tarafından ilgi gören, baba varlığını hisseden ve babayla yakın bağlar kuran çocukların çevreleri ile olan ilişkilerinin daha sağlıklı olduğu, zihinsel gelişimlerinin daha iyi olduğu, akademik olarak daha başarılı oldukları bilinmektedir.
Anne çocuk için daha içsel bir kaynakken, baba ise dış dünyanın temsilini oluşturur. Çocuğun nasıl sosyalleşeceği, toplumda nasıl bir birey olacağı ve gruplar içindeki güvenli tutumların temelinde baba ile kurulan güvenli ilişki bağı vardır. Benliği ile dış dünya arasında oluşturacağı sağlıklı ve güvenli sınırların oluşmasında babanın rolü çoktur. Çocuğun okula başladığı, sosyalleşmeye başladığı dönemde daha görünür hale gelen baba çocuk ilişkisinin temelleri, babanın anne karnındaki bebeği ile kurmaya başladığı ilişkiden beslenmektedir.
Çocuklarının gelişimdeki önemli pozisyonlarının farkında olan babalara bazı öneriler:
** Anne karnındaki bebeğinizle konuşun ve eşinizin karnına dokunun. (Anne karnındaki bebeklerin farklı sesleri ayırt ettiği bilinmektedir) Bu şekilde anne karnındaki bebeğinize varlığınızı hissettirin.
**Doğum zamanında koşullar uygun olduğu sürece eşinize destek olun ve yakınında olun.
**Doğum sonrasında bebeğinize bir şey olacak korkusuyla tutmaktan korkmayın.
**Eşinizin ve bebeğin günlük ihtiyaçlarının karşılama sorumluluğunuzun yanı sıra fırsatları değerlendirip, çocuğunuza temas edin ve onunla vakit geçirin.
**Bebeğiniz büyüdükçe onunla konuşun, oyun oynayın, besleyin, şarkı söyleyin.
**Büyüyen çocuğunuza sınırlar koyarken net ve sakin olun. Yargılayıcı olmayın.
Zehra Kahraman
Uzman Psikolojik Danışman
Çift ve Aile Terapisti