Bilişsel(Kognitif) Davranışçı Terapist/Psikolojik Danışman
PANİK ATAK/PANİK BOZUKLUK NEDİR?
Panik atak beklenmeyen bir anda gelen ve birkaç dakika içerisinde en üst seviyeye çıkan, kalp krizi geçiriyor ve boğuluyormuş hissi vb. olumsuz duygular uyandıran yoğun kaygı durumudur. Genellikle birdenbire başlar ve kısa süre sonra en üst seviyeye ulaşır ve 15-20 dk ile bazen daha uzun süre devam eden ataklar şeklindedir. Panik atak sırasında kişi, mide bulantısı ve kusacakmış hissi, bayılıyormuş gibi olma, baş dönmesi, el ve avuç içlerinde terleme, sıcak basması, kalp krizi geçiriyormuş hissi, hızlı kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısı, nefes almada güçlük ve hızlı nefes alıp verme, beden algısının bozulması veya kontrolünü kaybediyor hissi vb. duyumlarla beraber deliriyormuş hissi, bayılacak ve ölecekmiş düşüncesi yaşarlar. Kişi Her panik atak sonrası bu atakların tekrarlanacağı kaygısı ile evden dışarı çıkamama, kapalı alanlarda ve açık alanlarda(agorafobi) olmaktan kaçınma durumu ile sosyal yaşamında sorunlar yaşamaya başlar. Ayrıca güvenlik sağlayıcı davranışlar sergilerler; örneğin yanında kolonya taşıma, güvendiği biri olmadan dışarı çıkmama, gittiği yerlerde hastane veya sağlık kuruluşu sorgulama vb.
PANİK ATAK/PANİK BOZUKLUK TANISI NASIL KONULUR?
Yukarıda saydığım belirtilerden birçoğu eşlik ediyorsa kesin tanı için mutlaka bir psikiyatriste başvurulmalıdır. Psikiyatristin tanısı tedavi planı için önemlidir.
PANİK ATAK/PANİK BOZUKLUK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavide 3 çeşit model vardır.
1-İlaçla Tedavi: Psikiyatrist tarafından tanı konulur ve danışan için uygun ilaç modeli seçilir. İlaçlar danışandan danışana değişiklik gösterebilir. İlaçların kişiye etkisi en erken 15 gün içinde başlar. İlaç kullanımı tedavide en az 6 ay süre ile devam eder. Bu süre doktor kontrolünde ve doktor tarafından değiştirilebilir. Genellikle ortalama süre 6 ay ile 2 yıl arasında değişmekle birlikte ilaç bırakıldıktan sonra nüksle beraber yeniden başlanabilmektedir.
2-Psikoterapi ile Tedavi: Psikoterapi ile tedavi özellikle son yıllarda önem kazanmış ve yapılan çalışmalarla da geçerliliğini kanıtlamıştır. Özellikle ilaçla tedavide eleştirilen , ilaç bırakıldıktan sonraki nüksetme ve yeniden başlama durumu psikoterapinin önemini bir adım daha öne çıkarmıştır. Psikoterapide özellikle 2 yöntem diğerlerinden ayrışmaktadır. Bunlar, Bilişsel-Kognitif Davranışçı Terapi(BDT) ve EMDR (Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)dır. Bu 2 yöntemde yapılan çalışmalarla danışanlar üzerinde etkin oldukları ve yeniden panik atak/bozukluk yaşama nüksünün ilaca oranla daha düşük düzeyde kaldığını göstermiştir.
3- İlaç ve Psikoterapi Birlikte: Yukarıdaki iki model dışında beraber kullanılan bir yöntem olarakta uygulanmaktadır. Bazı danışanlar biliş düzeyinde yoğun kaygı ve nöbetler yaşadığından terapiye hazır olmayabilirler. Özellikle panik bozukluğun yoğun yaşandığı ve eşlik eden başka ruhsal bozukluklarla beraber ilaç ve terapi kullanımının etkili olduğu ve olumlu sonuçlar alındığı gözlenmiştir.
Yukarıda bahsedilen bilgiler dışında, panik atak/bozukluk tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavi edilmediği durumlarda kişinin sosyal yaşantısı olumsuz etkilenir ve kişinin hayatı verimsiz bir hal alır. Her insan hayatının belli döneminde panik atak geçirebilir ve bunu anlamlandıramayabilir. Yoğun stres, sevilen birinin kaybı ve beklenmedik olaylar sonucunda yaşanılan kaygı panik atak/bozukluk olarak karşımıza çıkabilir. Panik atak/bozukluk kader değildir.
Yalçın YILMAZ
Psikolojik Danışman/Psikoterapist
Panik atak beklenmeyen bir anda gelen ve birkaç dakika içerisinde en üst seviyeye çıkan, kalp krizi geçiriyor ve boğuluyormuş hissi vb. olumsuz duygular uyandıran yoğun kaygı durumudur. Genellikle birdenbire başlar ve kısa süre sonra en üst seviyeye ulaşır ve 15-20 dk ile bazen daha uzun süre devam eden ataklar şeklindedir. Panik atak sırasında kişi, mide bulantısı ve kusacakmış hissi, bayılıyormuş gibi olma, baş dönmesi, el ve avuç içlerinde terleme, sıcak basması, kalp krizi geçiriyormuş hissi, hızlı kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısı, nefes almada güçlük ve hızlı nefes alıp verme, beden algısının bozulması veya kontrolünü kaybediyor hissi vb. duyumlarla beraber deliriyormuş hissi, bayılacak ve ölecekmiş düşüncesi yaşarlar. Kişi Her panik atak sonrası bu atakların tekrarlanacağı kaygısı ile evden dışarı çıkamama, kapalı alanlarda ve açık alanlarda(agorafobi) olmaktan kaçınma durumu ile sosyal yaşamında sorunlar yaşamaya başlar. Ayrıca güvenlik sağlayıcı davranışlar sergilerler; örneğin yanında kolonya taşıma, güvendiği biri olmadan dışarı çıkmama, gittiği yerlerde hastane veya sağlık kuruluşu sorgulama vb.
PANİK ATAK/PANİK BOZUKLUK TANISI NASIL KONULUR?
Yukarıda saydığım belirtilerden birçoğu eşlik ediyorsa kesin tanı için mutlaka bir psikiyatriste başvurulmalıdır. Psikiyatristin tanısı tedavi planı için önemlidir.
PANİK ATAK/PANİK BOZUKLUK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavide 3 çeşit model vardır.
1-İlaçla Tedavi: Psikiyatrist tarafından tanı konulur ve danışan için uygun ilaç modeli seçilir. İlaçlar danışandan danışana değişiklik gösterebilir. İlaçların kişiye etkisi en erken 15 gün içinde başlar. İlaç kullanımı tedavide en az 6 ay süre ile devam eder. Bu süre doktor kontrolünde ve doktor tarafından değiştirilebilir. Genellikle ortalama süre 6 ay ile 2 yıl arasında değişmekle birlikte ilaç bırakıldıktan sonra nüksle beraber yeniden başlanabilmektedir.
2-Psikoterapi ile Tedavi: Psikoterapi ile tedavi özellikle son yıllarda önem kazanmış ve yapılan çalışmalarla da geçerliliğini kanıtlamıştır. Özellikle ilaçla tedavide eleştirilen , ilaç bırakıldıktan sonraki nüksetme ve yeniden başlama durumu psikoterapinin önemini bir adım daha öne çıkarmıştır. Psikoterapide özellikle 2 yöntem diğerlerinden ayrışmaktadır. Bunlar, Bilişsel-Kognitif Davranışçı Terapi(BDT) ve EMDR (Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)dır. Bu 2 yöntemde yapılan çalışmalarla danışanlar üzerinde etkin oldukları ve yeniden panik atak/bozukluk yaşama nüksünün ilaca oranla daha düşük düzeyde kaldığını göstermiştir.
3- İlaç ve Psikoterapi Birlikte: Yukarıdaki iki model dışında beraber kullanılan bir yöntem olarakta uygulanmaktadır. Bazı danışanlar biliş düzeyinde yoğun kaygı ve nöbetler yaşadığından terapiye hazır olmayabilirler. Özellikle panik bozukluğun yoğun yaşandığı ve eşlik eden başka ruhsal bozukluklarla beraber ilaç ve terapi kullanımının etkili olduğu ve olumlu sonuçlar alındığı gözlenmiştir.
Yukarıda bahsedilen bilgiler dışında, panik atak/bozukluk tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavi edilmediği durumlarda kişinin sosyal yaşantısı olumsuz etkilenir ve kişinin hayatı verimsiz bir hal alır. Her insan hayatının belli döneminde panik atak geçirebilir ve bunu anlamlandıramayabilir. Yoğun stres, sevilen birinin kaybı ve beklenmedik olaylar sonucunda yaşanılan kaygı panik atak/bozukluk olarak karşımıza çıkabilir. Panik atak/bozukluk kader değildir.
Yalçın YILMAZ
Psikolojik Danışman/Psikoterapist